Şeytanın insana yapacağı bazı hayırlı ve mubah şeyleri
unutturduğunu Cenabı Hak Kuranı Keriminde haber veriyor. Nitekim şeytan rahmeti
ilahiden kovulduğu zaman: insanları çeşitli hilelerle aldatacağını, günahları
süsleyip iyi göstereceğini ve hayırlı amelleri terk ettirmeye çalışacağını
açıkça beyan etmişti. İşte şeytanin insana başka şeyler hatırlatması, aklına
başka şeyler getirmesi ile yapacağı mühim şeyleri unutturduğu ve bazen daha
ehven işlerle meşgul edip asıl yapılacak hayırlı işleri bıraktırmaya ve bütün
dikkatini lüzumsuz şeylere çekmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Şeytanın
unutturmasını Cenabı Hak, şöyle haber veriyor:
[Bizim ayetlerimiz hakkında cahilane münasebetsiz sözlere
dalanları gördüğün zaman, onlar Kur'andan başka bir sözle meşgul oluncaya kadar
kendilerinden yüz çevir, Eğer şeytan sana bunu unutturursa, o halde
hatırladıktan sonra artık o zalimler güruhu ile beraber oturma! .. ] En'am
suresi 68.
Görülüyor ki, bu ayeti kerimede Allah Teala hazretleri,
Kur'anı Kerim hakkında Hak hakikat hususunda, din ve mukaddesat aleyhinde bilir
bilmez, yalan yanlış ulu orta konuşulduğu zaman öyle cahilane konuşmaların
yanında durulmamasını ve hemen oranın terk edilmesini emrediyor. Eğer he. men
kalkıp gitmek unutulursa: «Ve şayet şeytan sana bunu unutturursa, hatırladıktan
sonra artık o zalimler güruhu ile beraber oturma!» diye, hatırlandıktan sonra
gitmeye ruhsat veriyor... Anlaşılıyor ki, yapılacak mühim şeyleri bazen
şeytanın unutturduğu oluyormuş.. Din ve mukaddesat aleyhinde konuşanlar elbette
zalimlerdir... Böyle küstahlıklara rastlanırsa usulü dairesinde cevap verilmesi
ve hiç olmazsa hemen oranın terk edilmesi icap eder... Fakat duruma göre,
zaruretler belirir ve herhangi bir sebeple hemen ayrılmak olamazsa buna da ruhsat
verilmektedir ... Fakat, kalben buğuz etmek ve o günahlı sözleri ve hareketleri
kabul etmemek şartıyla...
Nitekim bir hadisi şerif te Peygamberimiz (S.A.V.) efendimiz
şöyle buyurmuştur: «Her kim ki; bir masiyette, günahlı bir yerde istemeyerek
-zaruretler icabı- hazır bulunur da, ruhu sıkılır, orada bulunmak ve durmak
istemezse ve yapılanları kerih görürse sanki orada yok gibidir. Fakat, kim ki
orada bulunmadığı halde o hale razı olur ve orada bulunmayı candan arzu ederse
orada hazır olmuş gibidir.) (Berika) Demek ki, niyete göre günahlı yerde olmayı
arzu etmek orada olmasa dahi aynı günaha ortak oluyor... Sevaplı işlerde de
böyledir. Bakınız bu hususta Resulü Ekrem (S.A.V.) efendimiz bir hadisi şerifte
ne buyurmuşlar: «Ebu Abdullah b. Cabir b. Abdullah"el-Ensari (RA.) dan
şöyle rivayet olunmuştur: Bir Gazada (Tebük Gazvesinde) Resulullah ile beraber
idik.. Resulü Ekrem şöyle buyurdular: Hastalıklarından dolayı Medinede kalan
öyle adamlar vardır ki, her Yürüyüşümüzde ve herhangi dereyi geçtiğimizde
niyetleri sayesinde sizinle beraberdirler. (Bir rivayet der) Onlar ecirde
sizinle müşterektirler.» buyrulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder