Şüphesiz ki, işte şu (emrettiğini ve gösterdiğim) benim
dosdoğru yolumdur. Ancak ona uyun, hep onu takip edin! Başka batıl yollara tabi
olup gitmeyin! Sonra sizi fırka fırka yapıp Allah yolundan ayırır. işte
bunları, Allah size emretti ki, kötülüklerden çekinip tefrika ve ihtilaftan sakınasınız.!]
En'am suresi 151-153 (1)
İşte
bu Ayeti kerimelerdeki emirlere «vasayayı aşere = On vasiyet» denir. İbni Abbas
Hazretleri demiş ki: «Bunlar bütün şeriatlerde muhkemdir. Semavi kitapların hiç
birinde nesh edilmemiştir. Bunlar, Adem oğullarının hepsinde haramdır ...
Bunlarla amel eden Cennete girer; etmeyen cehennemi boylar.» Bu on vasiyetin
(emrin ) birincisi sürenin başından beri izah olunan imanı tevhid'dir ki
şirkten nehiyde mündemiçtir. Üçüncü ayette bilhassa açıklanmış ve özetlenmiştir.
Şeytanın, fertleri ve cemiyetleri aldatıp, kendilerinin
haklı olduğunu, karşısındaki hasımlarının ise haksız olduğunu vesveselerle,
gizli fısıltılar ve kötü düşüncelerle söyleyip; yapacakları faaliyetleri
günahlı işleri süsleyip; kavgalara, kıtallere, harplere teşvik edip ve korkunç
badirelere sürüklediğini daha iyi anlamak için şu tarihi kıssayı ibretle
okuyalım:
Mekke müşrikleri Bedir savaşına doğru yol alırlarken:
«Şam'dan gelmekte olan kervan kurtuldu, artık dönelim» diyenlere karşı
içlerinden bazıları; «Bedre varıp da orada şaraplarımızı içmedikçe, cariyeler
karşımızda çalgılar çalıp şarkılar söyleyip oynamadıkça, yanımızda bulunan
Arabları doyurmadıkça and olsun dönmeyiz .. » dediler. O sırada, şeytan lain de
Beni Kinane kabilesi eşrafından ve şairlerinden olan «Süraka Bini Malik»
namındaki şahsın suretine temessül ederek, onları harbe teşvik etti ve mutlaka
galip geleceklerini söyleyerek, harbe tutuşturdu. Fakat, meleklerin imdada
geldiğini görünce: «Başınızın çaresine bakırı!» diyerek kaçtı. İşte bunu şu
ayeti kerime haber vermektedir:
[O zaman şeytan onların yaptıklarını süsleyip, şöyle
demişti: «Bugün size insanlardan galebe gelecek hiç bir kimse yoktur, Ben de
sizin muhakkak ki yardımcınızım.» Vaktaki iki ordu (karşı karşıya tar tuşunca
yardımcı melekler kendisine) göründü. «Ben sizden kat'iyyen uzağım. Gerçek ben
sizin göremeyeceğinizi görüyorum. Ben Allahtan elbette korkarım! Allah
ukubetinde çok şiddetlidir.» diyerek iki topuğu üstüne (tabana kuvvet) kaçtı.]
Enfal süresi 48.
Demek oluyor ki, şeytan gerek fertleri ve gerek cemiyetleri
teşvik ederek kıtallere, kavgalara, harplere sürükleyerek, insanların başını
belaya soktuktan sonra, kenara çekiliveriyor. Ve, oh olsun!. diyerek onlara
gülüyor. İşte şeytan evvela insanı aldatır; çeşitli düşüncelerle kendisini
haklı gösterir; tehlikeli ve çok ağır günahlara teşvik eder; emellerine
kavuşacağını, yaptıklarını kimse görmeyeceğini, ucuzca kurtulacağını
düşündürür, yanlış hesap yaptırır .. Fakat, iş olup bitince ayıpları meydana
çıkıverir, işin fecaati beliriverir .. Nedametler, pişmanlıklar başlar amma iş
işten geçmiş olur ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder